24.04.2020
121
Velayet Hakkı

VELAYET HAKKI

Velayet, günümüzde boşanma davalarında ciddi bir çekişme konusudur. Velayet hakkı; Reşit olmayan yani, 18 yaşından küçük çocuğun yaşamsal birtakım haklarının kullanılması hakkıdır. Boşanma sonucu eşler velayet konusunda anlaşamadığı taktirde bu durumu Hakim taktir edecektir. Velayet kamu düzenine ilişkin bir konu olup; Hakim re’sen araştırma ilkesi doğrultusunda ve her halükarda çocuğun üstün yararını dikkate alarak karar verir. Çocuğun temsili, bakımı, söz hakkı, eğitim, yetiştirilmesi..ve bunun gibi hayatının yönetilmesine yönelik tüm üstün hak, menfaatlerini kapsar. Velayet bir hak olup, yalnız Anne ve babaya verilir. Akraba da olsa  bir başkasına bırakılamaz. Şayet şartlar olması halinde bu kişiler vasi tayin olunabilir.

Boşanmayla velayetin nasıl yönetileceği Türk medeni kanun m.336/2’de belirtilmektedir. Şayet ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse velâyet eşlerden birine verilecektir. Çocuğun Velayeti taktir edilirken hakim bazı kriterleri dikkate almaktadır.

Çocuğun üstün menfaati değerlendirilirken, daha iyi bir geleceğin, öğretim ve eğitimin, bakımın kim tarafından sağlanacağı, çocuğun kimi tercih edeceği, ihtiyaçlarını kimin daha iyi karşılayacağı..vb kriterler dikkate alınır. Müşterek çocuğun yaşı önemlidir,  anne sevgi, ilgi, öz bakımına, şefkatine muhtaç çocuğun babaya verilmesi, psikolojik, ruhsal, kişisel gelişimi açısından gelişimini muhakkak ki etkileyecektir. 3 yaşa kadar annenin, öz bakım, ilgi, sevgi ve şefkatine mutlak muhtaç olduğu tartışmasızdır.  Velayet konusunda karar verilirken annenin işinin, evinin, kazandığı miktarın ve hatta yaşam tarzının bir önemi bulunmamaktadır. Annenin manevi olarak varlığı yeterdir. Yargıtay kararlarında da velayetin anneye bırakılması esastır.

Çocuk 3-7 yaş aralığında ise, anne şefkat ve öz bakımına daha az muhtaçtır. Bu yaş grubundaki çocuğun babaya verilmesi, annenin çocuğun sağlığına zarar vermesi, çocuğa bakmaktan aciz olması, annenin sağlığının kötü durumda olması.. gibi birtakım sebeplerin varlığı halinde mümkün olabilmektedir.

6- 12 yaş aralığında okul çağına gelmiş çocukların  ise tarafların çocuğa sunacakları maddi imkanları önem arz eder. Çocuğa iyi bir gelecek sağlayabilme, ve alacağı eğitimi belirleyici esastır. Uzman bir pedagog ile çocuğun dinlenmesi ve çocuğun kimin yanında kalacağı konusunda fikri alınabilmektedir. Bu konuda hâkimin geniş doğrultuda kullanacaktır.  Çocuğun fikri hâkimi bağlamaz.

12 yaş ve üzeri çocukların belli bir olgunluğa erişmesi ve kendini uygun biçimde ifade edebilmesi sebebiyle çocuğa fikri sorulacaktır. Pedagog eşliğinde dinlenerek çocuğun üstün yararı gözetilir ve velayet hakimin uygun gördüğü tarafa verilir.

Hakim Velayet hususunu değerlendirilirken, çocuğun yaşı ve yaşa göre gereksinimleri dışında başka kriterlerde bulunmaktadır.

Velayet, çocuğun menfaatlerini daha iyi koruyup, üst düzeyde tesis edecek olan tarafa verilmelidir.

Çocuğun yaşı küçük olması halinde, anne sevgi, ilgi, özbakımına ve şefkatine ihtiyacı olduğu tartışmasızdır.

Duygusal anlamda Çocuk kime daha bağlı ve yakınsa, velayeti o tarafa verilmelidir.

Çocuğun düzeni ve sağlıklı şartlarının sağlanabileceği ortamın varlığı gerekmektedir.

Çocuğun Kardeşlerinden ayrılmayacağı tarafa verilmelidir.

Velayet Hakkı Olan kişinin Yeniden Evlenmesi

Boşanma davası neticesinde velayet hakkı elinde olan kişinin yeniden evlenmesi, velayetin değişimi için bir sebep değildir. Kural olarak velayet hakkı devam eder. Fakat evlilik müşterek çocuğun yaşamında olumsuz birtakım durumlara neden oluyorsa, diğer taraf velayetin değişimini talep edebilir.

Velayetin Kaldırılması- Değiştirilmesi Davası

Müşterek çocuğun menfaatlerinin sağlanması ve korunması adına velayetin kaldırılmasına-değiştirilmesine karar verebilir. Bu durum kanunda; “Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, özürlü olması, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, Anne ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.” Olarak açıkça gösterilmektedir. Çocuğun sorumluluğunu hiç ya da gereği gibi ifa edemeyen tarafın nu durum ispat edildiği taktirde velayet hakkı elinden alınabilir. Boşanma davası neticesinde Velayet hakkı bir tarafa verilirken, diğer tarafa da müşterek çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına yönelik karar verilir. Ayın belirli günleri verilen bu yatılı ya da yatısız ilişki süreçlerini de ihmal etmeden sağlanması gerekmektedir.

 

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Detaylı Bilgi İçin Arayın