Kadın Hakları Avukatı – Şiddete Uğrayan Kişi Ne Yapmalıdır ?

24.04.2020
179

Kadın Hakları Avukatı, Boşanma Avukatı

 

Şiddete Uğrayan kişi Ne Yapabilir?

Şiddete uğrayan kişi en yakın karakola, jandarma komutanlığına, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM), Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğüne, cumhuriyet başsavcılığına, kaymakamlığa/valiliğe, aile mahkemesine, belediyelere ve kadın örgütlerine başvurabilir.
Bunun yanı sıra, evden çıkamadığı durumlarda ise, günün her saatinde Alo 183 Sosyal Destek Hattı’nı ve 155 Polis İmdat’ı arayabilir.
6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanundan yararlanarak şiddet uygulayana karşı, evden uzaklaştırmak, iletişim araçlarıyla rahatsız etmesini engellemek, evinize, işinize veya diğer adreslerinize yaklaşmasını engellemek, kişisel bilgilerinizi gizletmek, şiddet uygulayıcının silahına el koydurtmak, kişiden korunmak amacıyla yakın koruma talep etmek, tedbir nafakası talep etmek, geçici maddi yardım talep etmek, geçici velayet talep etmek, geçici genel sağlık sigortasına başvurmak, müşterek konuta şerh koydurtmak gibi bazı önlemler alabilir.
Şiddet gören, İhtiyaç duyduğu desteklere ve ne yapmak istediğine göre öncelikli başvuracağı kurumlar ve atması gereken adımlar değişebilir.
Şikayetçi Olmak İsteyen şiddet gören kişi, Eğer fiziksel şiddette maruz kalıyor ise, öncelikle karakola/jandarma komutanlığına, savcılığa ya da hastanelerin acil bölümlerine başvurmalıdır.
Şayet başvurduğu yer karakol ya da Jandarma komutanlığıysa;
  1. Yaşadıklarını ve şiddetin tüm detaylarını ayrıntılı şekilde anlatmalı ve anlattığı şekilde tutanağa geçmesini sağlamalıdır.
Tutanağı imzalamadan önce mutlaka detaylı olarak okumalıdır. Şayet tutanakta eksik ya da yanlış ifadeler varsa değiştirilmesini istemelidir. İfade tutanağındaki ifadeler, eksiksiz ve doğru şekilde tutanakta yer alıyor ise, tutanağı imzaladıktan sonra, tutanağın imzalı bir örneğini mutlaka kendisi için almalı ve saklamalıdır.
  1. Şayet Karakoldaki Polis tutanak tutmak istemezse, kendisine mutlaka tutanak tutması gerektiğini, bunu yapmaması halinde cezai işlem uygulanacağını hatırlatmalı ve görevini ihmal ettiğini söylemelidir.
  2. Karakola/jandarma komutanlığına başvuran kişi, polisin/jandarmanın şiddete maruz kalan kişiyi doğrudan hastaneye sevk ederek, darp raporu almasını sağlaması gerekmektedir. Eğer polis/ jandarma kişiyi hastaneye sevk etmezse, tutanak yazılmadan önce mutlaka hastaneye şiddet gören kişinin hastaneye sevkini talep etmeli ve bunun yapılması konusunda ısrarcı olmalıdır.
  3. Şiddet gören kişi Darp Raporu Almak İsterse; Hastanelerin acil bölümüne başvurabilir, muayene eden doktora yaşadıklarını anlatarak darp raporu alabilir ve eğer istiyorsa hastane polisine şikayetini iletebilir.
  4. Şiddet gören kişinin Vücudunuzdaki izler kaybolmadan, muayene olmak ve darp raporu almak, yaşadığı şiddeti kanıtlayabilmesi açısından oldukça önemlidir.
Şiddete maruz kalan kişi fiziksel şiddet ve darp izlerini raporlamak amacıyla hastaneye gitmek için kendini hazır hissetmiyorsa, vücudundaki darp izlerinin kendisine ait olduğunu çekim tarihi belli olacak şekilde fotoğraflayabilir.
Savcılığa Başvuru Süreci
Bir kişinin, Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanan bir suçun mağduru olması, yani kişiye karşı tehdit, hakaret, fiziksel şiddette bulunulması söz konusu ise (şiddet uygulayan kişi şiddet gören kişinin kocası, erkek arkadaşı, komşusu, ya da sokakta geçen herhangi biri olabilir), kişi karakol/jandarma komutanlığı yerine doğrudan bir şikayet dilekçesi ile savcılığa da başvurabilir. Bu durumda kişi durumu detaylı bir şekilde Şikayet dilekçesi hazırlayarak ifade etmeli, en az dört adet kopya almalı, hepsini imzalamalı, bir tanesi de mutlaka kendisinde saklamalıdır.
Şiddete maruz kalacak kişi kendisinde kalan kopyaya memurun, dilekçeyi aldığını göstermesi için alındı şeklinde kaşe basmasını; tarih, imza ve soruşturma numarasını eklemesini istemelidir.
Şiddet gören, Şikayet dilekçesinde mutlaka olayın nerede, ne zaman, nasıl gerçekleştiğini, varsa tanıkların isim ve adreslerini yazarak olayı ispatlamaya yarayacak delillerle birlikte dilekçenizi savcılığa vermelidir.
Savcı dilekçeyi aldıktan sonra ifadeyi alacak, delilleri toplayacak, varsa tanıkları dinleyecek ve ardından hakkında şikayetçi olunan kişinin ifadesini de alacaktır. Bu işlemlerin ardından, eğer savcı dava açmayı gerektirecek koşullar olduğunu ve makul şüphe oluştuğunu düşünürse bir iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderecektir. Mahkeme iddianameyi kabul edip davanın açılmasına karar verdiğinde, mahkemeden duruşma günü ve saatini bildiren bir tebligat (yazılı haber kağıdı) gelecektir. Şikayet eden mağdur kişinin belirtilen günde ve saatte duruşmaya gitmesi, gidemeyecek durumda ise yazılı mazeret dilekçesi vermesi ve söz konusu şikayeti mahkemede hakim karşısında da anlatması gerekir. Mağdur kişinin yaşının küçük olması halinde yasal temsilcisi ve pedagog da kendisine eşlik edecektir.
Savcı dava açmak için gerekli koşulların oluşmadığını düşünürse, kovuşturmaya yer olmadığına, yani davanın açılmamasına karar verir. Bu karar da, şiddete uğrayan kişiye yazılı olarak bildirilir. Bu kararın şiddet görene ulaştığı tarihten itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz etmesi gerekir. Bu itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliği ya itirazı kabul edip dava açılmasına karar verecektir ya da itirazı reddedecektir. Hakimin bu süreç sonunda vereceği karar kesindir, bir daha itiraz edilemez.
Maruz kalınan şiddet ve suç, öldürmeye teşebbüs, kaçırma, tecavüz, uzun süreye yayılan kötü muamele gibi bir fiilse önceliklealanında uzman bir boşanma avukatı ile görüşülmesinde beklenen menfaatlerin gerçekleşmesi açısından büyük fayda bulunmaktadır.
Kişinin Sığınak Desteğine İhtiyacı Varsa;
Bulunduğu yerdeki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü, karakol/jandarma komutanlığı, belediyeler/belediyelerin kadın danışma merkezleri ve kadın örgütlerine sığınak desteği için başvurabilir. Adli bir süreç başlatmak istemese de bu kurumlara başvurarak sığınak ve danışma desteklerinden faydalanabilir.
Sığınak desteği için Türkiye’nin herhangi bir yerindeki karakola başvurabilir. Kişinin başvuracağı karakolun ikametgahının olduğu karakol olması gerekmez. Başvuru yapıldığı an, karakoldaki memurlar kişiyi ve çocukları bir sığınağa yönlendirmekle yükümlüdürler. Bunun için kişinin herhangi bir delil ya da tanığa ihtiyacı yoktur. Kişinin sığınağa yerleşmek istediğini sözel olarak ifade etmesi yeterlidir.
Sığınaklar, erkek şiddetine maruz kalan kadınların, çocuklarıyla birlikte kalabilecekleri, şiddetten uzak ve bağımsız bir yaşam kurmak için ihtiyaç duydukları desteği alabilecekleri yerlerdir.
Eğer kişinin 12 yaşından büyük erkek çocuğu varsa, sığınak desteğini çocuğu ile birlikte alması uygulamada mümkün olmayabilir. 6284 sayılı Kanuna göre, devlet bu durumda olan kadın ve çocuklara ev tahsis etmekle yükümlüdür fakat uygulamada ne yazık ki bu mümkün olmamaktadır. Çocuğu bırakabileceği güvenli bir yer yok ise devlet, çocuğu koruma altına alarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı bir kuruluşa yerleştirebilir. Kişi, Sığınakta kalınan süre içinde çocuğu düzenli olarak görebilir, sığınaktan ayrıldıktan sonra ise çocuğu yerleştirildiği kurumdan alıp birlikte yaşayabilir.
Kişi Boşanma Davası Açmadan Eş ile Ayrı Yaşayabilir mi?
Kişi, Türk Medeni Kanun’daki düzenlemeye göre, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Ayrı yaşamaya karar verdiğinde, Aile Mahkemesi’ne başvurarak aile konutuna şerh konulması, ev eşyalarının kendisinde kalması, velayetin düzenlenmesi, kişiye ve çocuklarına nafaka bağlanması gibi taleplerde bulunabilir. Kadın tarafın, boşanma davası açmadan da kocanın evliliğe ilişkin özellikle parasal yükümlülüklerini yerine getirmesini istemesi mümkündür.
Aynı durum, örneğin kocanın sebepsiz yere ya da haklı olmayan bir nedenle evi terk etmesi, ortak hayatın başka bir sebeple sürdürülmesinin olanaksız hale gelmesi durumunda da söz konusudur. Bu durumda da boşanma davası açmadan kadın ve varsa çocukları için nafaka, müşterek evin kendisine tahsis edilmesi ve yukarıda bahsedilen diğer önlemleri talep etmesi mümkündür.
Fiili ayrılık durumu söz konusu olduğu durumlarda, velayetin ve çocuklarla kişisel ilişkinin düzenlenmesini, çocuklar ve kendisi için nafakaya hükmedilmesini mahkemeden talep edilebilir.
Kadın Nafaka Almak İsterse,
Fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete uğradığında 6284 sayılı Kanun’dan yararlanarak, şiddettin önlenmesi için uzaklaştırma, iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme gibi tedbir kararlarının verilmesini isteyebilir, kendisi ve varsa çocukları için tedbir nafakası talep edebilir.
Kadın; Boşanma davası açmak istemeyip ayrı yaşamak istediğinde veya kocası tarafından terk edildiğinde, kendisi ve yanında bulunan müşterek çocuklar için tedbir nafakası davası açma hakkı bulunmaktadır. Boşanma davası açıldığında da, dava sonuçlanıncaya kadar kadın ve varsa çocukları için nafaka talep edebilir; dava süresince hakim tedbiren velayete ve nafakaya karar vermekle yükümlüdür. Dava sonunda boşanmaya karar verildiği takdirde, 18 yaşından küçük çocukların velayeti kadın tarafa verilmişse, babanın da çocuklara bakma yükümlülüğü bulunduğundan, gelirinin olup olmamasına bakılmaksızın, çocuklar lehine iştirak nafakası verilmesine karar verilecektir. Kadın tarafa nafaka bağlanabilmesi için, boşandıktan sonra yoksullaşacağı belgelerle ispatlamanız gerekmektedir. Genellikle herhangi bir işyerinde çalışmayan veya asgari ücretle çalışan kadınlara nafaka bağlanmakta, kocalarıyla eşdeğer ücrette çalışan kadınlar lehine ise nafaka bağlanmamaktadır.
Çocukların Velayetini Almak İsterseniz;
Velayet çocuğun adının belirlenmesi( bu durum ayrılık anında henüz doğmamış çocuk için geçerli bir durumdur), eğitimi, yetiştirilmesi ile ilgili kararları kapsar. Evlilik devam ettiği sürece anne ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Bu süreçte eşler çocuğun menfaatine aykırı olmayacak şekilde çocukla ilgili bu tür kararları birlikte alırlar. Velayet hakkı ortak olduğu için şiddete maruz kaldığınızda evi terk ederken kadının çocukları yanına alması suç değildir.
Eşlerden birinin boşanma davası açması halinde hakim çocuğun yaşı, ihtiyacı, menfaati gözeterek, geçici velayeti dava süresi boyunca eşlerden birine verebilir. Hakimin geçici velayet konusundaki kararı değişmez ve boşanma kararı kesinleşirse, velayet hakkı kalıcı hale gelir.
Uygulamada mahkemeler, genellikle çocukların velayetini anneye vermektedirler. Özellikle ilkokul çağına gelmemiş çocukların velayeti, annenin çocuğa bakmasını engelleyecek önemli bir durumu olmadıkça (akıl hastalığı, ahlaki hayatta bozukluk, ağır ve sürekli hastalık, çocuğa pek kötü muamele, engellilik vb.) çoğunlukla anneye verilmektedir. Velayetin verildiği taraf, diğer taraftan çocuk için nafaka isteme hakkına sahiptir.
Velayetin kaldırılması talebi nedir?
Velayetin verildiği taraf, çocuğa ilişkin sorumluluklarını ağır biçimde ihmal ediyorsa (çocuğu bir yere bırakıp kendisiyle ilgilenmemek, çocuğu okula göndermemek, temel ihtiyaçlarını karşılamamak vb.), çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimine zarar veriyorsa ya da velayet hakkı olan kişi sonradan çocuğa bakamayacak derecede ağır hasta olmuşsa, engellilik nedeniyle çocuğun bakımını üstlenemeyecek duruma gelmişse, velayet hakkı olmayan taraf mahkemeye başvurarak velayetin kaldırılması ya da değiştirilmesi için dava açabilir.
Velayete sahip anne veya baba başka biriyle yeniden evlense dahi velayet hakkını kaybetmez. Ancak çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre anne ve babaya velayet hakkı verilmeyerek çocuğa vasi (yasal temsilci) de atanabilir.
Avukat İhtiyacınız Varsa;
Kanuni haklarınızı elde etmek için alanında boşanma davası uzmanı bir avukattan yardım alınması dava süreci içerisinde hatalı işlem yapmayı önleyebileceği gibi sonuç almayı da kolaylaştırabilir.
Cinsel saldırı suçu ile öldürmeye teşebbüs gibi alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçların mağduru olunması halinde; karakol, savcılık, mahkeme aşamalarının her birinde ceza dosyalarının da takip edilmesi gerekmektedir. Bu durum boşanma davasında da önem taşımaktadır.
Şiddete maruz kalan kişinin Başvurulabileceği kuruluşlar
  • Polis merkezleri, jandarma karakolları
  • Aile Mahkemeleri
  • Sağlık kuruluşları
  • Cumhuriyet Savcılığı
  • Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM)
  • Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlükleri
  • Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri
  • Baroların Adli Yardım Büroları
  • Kadın Örgütlenmeleri
Ulaşabileceği Acil telefonlar
  • Polis imdat -155
  • Jandarma -156
  • Ambulans – 112
  • Alo 183 (Sosyal Destek Hattı)
  • Alo Baro – 444 26 18
Şiddete uğruyorsanız, çeşitli sebeplerle boşanmaya karar verdiyseniz mutlaka profosyonel destek almanız gerekmektedir. Gerek online sistemimiz üzerinden sözlü ve yazılı olarak, gerekse ofisimizde yüzyüze, hukuksal haklarınız, alınması gereken tedbir kararları ve açılacak dava ile alakalı alanında uzman Boşanma Avukatımızdan bilgi alabilirsiniz.
Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Detaylı Bilgi İçin Arayın